thaysanura

Beyninizi tokatlayan blog

Perşembe, Aralık 28, 2006

http://www.mtlda.com/2006/12/20/altin-vurus/

"Aşık olmak, uyuşturucu kullanmaya benziyor. Yavaş yavaş hayatının içine sokuluyor, bırakmak istediğinde ne kadar alıştığını, hayatının büyük bir parçası haline geldiğini görüyorsun. Deniyorsun, olmuyor. Yine deniyorsun, yine olmuyor. Yataklara düşüp kıvranıyorsun. Sağa dönsen o’nun kokusu; sola dönsen ne fark eder? Dayanamıyorsun. Çıkıyorsun, yanına gidiyorsun, bir şekilde buluyorsun. Olmadı mı? Araya aracılar sokuyorsun bu sefer, köpek gibi yalvarıyorsun, bar tuvaletlerinde acıdan kıvranıp bol bol kusuyorsun / küfrediyorsun. Onun için bütün hayatını feda edecek aşamaya geldiğin bile oluyor. Bırakabilmek için başka uyuşturuculara sarılıyorsun; Allah belanı versin. Daha çok, daha çok susuyorsun. Gözünü açıyorsun ve bakıyorsun ki bazen; aradan ne kadar gün, ne kadar hafta, ay ve hatta belki yıl bile geçse, kendine itiraf edemeyeceğin kadar çok özlüyorsun. Vücudun titriyor bazen, bazen geri zekalı gibi sabahın 4′ünde 5′inde kalkıp pencereleri açıyorsun. İçeri hayat giriyor, içeri hava giriyor, köpeklerin sesi içindeki seslere benziyor, güneş bir türlü gelmiyor, bir türlü sabah olmuyor, hiç kimse uykusundan uyanmıyor.

Bazen diyorsun ki durup dururken, “Hayatta en çok korktuğum şey” diyorsun, bir zamanlar aynı adımları aynı anda attığınız yollara, şimdi kazılan yollara bakarak; “Bir kez daha böyle çok sevememek.” Onu düşünmeden ve istemeden bir saniye geçirebilmek için her-şe-yi feda edersin. Yeniden eskisi gibi, o olmadan yaşadığın eski güzel ve masum ve yalansız ve sakin günlere geri dönebilmek için her-şe-yi!

Tek kurtuluşun altın vuruş olduğunu anladığında, bir saniye bile düşünmüyorsun. Düşünmemelisin de zaten."


eğer alıntılar 4 satırdan fazla ise normal yazı boyundan 2 punto daha küçük ve bir tab içerden yazılır der enstitü müdürümüz. acaba bu müdür bar tuvaletlerinde acıdan kıvranıp bol bol kusmanın, köpek gibi yalvarmanın ne demek olduğunu biliyor mudur? hiç zannetmiyorum.

bugun uyuşturucudan bahsettim ince ince. sarılışından, çekilişinden olmasa bile beyin hücreleriyle olan kısmından. yarın da yılbaşı çekilişinden bahseder şimdi bunlar. hiç çekemeyeceğim hiç birini.

yarın tugçe yi arasam ne güzel olur. ne söyleyeceğim ona. bunu bilsem çok daha iyi olur. annesini kaybeden birine ne söyleyebilirim. benim başıma gelse ne duymak isterim acaba. sanırım hiçbirşey duymak istemezdim. onun için sustum belki de 4 aydır. sonra sevilay var. onunla da en son 4 ay önce konuşmuştuk. konuşmayı unuttum mu? dertleşmeyi unuttum galiba. en son 4 ay önce sokakta sigara içtim. yarın yapılacak 4. şeyin ne olduğunu düşünmek gerek belki şimdi. 4te toplantı var ama ben toplanmasam da olurmusum. zaten etkisiz elemanım.

Cuma, Aralık 22, 2006

3,5 aydır buradayım, ilk kez ders işlendi

dersin sonunda duyduğum bu sözleri aslında çok daha fazla kişiye söylemek isterdim. hatta öğrencileri yanlarına getirtip söyletmek. ama yalnızca benim duymuş olmam da bana yetti doğrusu. nasıl olsa evde anneme uzun uzuuun, ballı ballı anlatırım. heyt be.. yürürüm artık kim tutar beni.

Salı, Aralık 19, 2006

sen kaloriferin yanında oturan kırmızılı kız..

bugun nasıl küfür ettiler bana, nasıl nefret ettiler anlatamam. ama kopya çekme tekniklerini hiç beğenmedim. ne uç kutusu hazırlayan vardı, ne kağıt hazırlayan. yani bu bana gösterdi ki kopya çekebilmek de bir sanatmış. yalnız birşey daha dikkatimi çekti. yalnızca güzel kızların başında durdum. kıskandım. kesin kıskandım. sonraaa hocam bize girecek misiniz? soruları geldi. hayır topaç oğlum ne ben size ne siz bana gireceksiniz demeyi çok istedim. ama sonra tenhada kıstırılırım diye korktum. başka şeylerden de korktum da neyse ki binanın girişinde güvenlik kamerası var. benden önce onu parçalamazlarsa eğer..

olric sevenler derneği kurmak için yeter sayıda üye arıyorum son olarak. bakalım olur belki..

Cumartesi, Aralık 02, 2006

yok yok başka bu seferki..

orada bir adam var
adamın içi dapdar
beyni başı patlar
kendinden geçer...
onu bunu bilmez
bildiğini görmez
görmeden inanmaz
kendinden geçer...

yeter... yeter...

yalnız mı kaldın?
bir tek sen mi varsın?
yalnız mı kaldın?
belki alışman lazım bu yalnızlığa
belki katlanman lazım...

orada bir kadın var
kadının içi dapdar
beyni başı patlar
kendinden geçer...

onu bunu bilmez
görmeden inanmaz
kendinden geçer...

yeter... yeter...

yalnız mı kaldın?
bir tek sen mi varsın?
yalnız mı kaldın?
belki alışman lazım bu yalnızlığa
belki katlanman lazım...

aslında pek pratik bir çözüm bu. attır şuraya 2 şarkı sözü, bul üç mısralık bir şiir mis gibi blog yap kendine. alışkanlık yapabilir dikkat etmek lazım. ama bu seferki bir anekdotla ilgili.

efenim dolaylı tümleç: msn
zarf tümleci: dün gece
özne:serdar and thay
gizli özne: içi dapdar olan ve beyni başı patlayan kadın.(içinin dap dar olması daha da gizli bir özne ama aile blogu burası, girilmez öyle konulara)

dün geceki golün güzelliğini ancak telegol'de gördüm ben. orta sahadan topu kapan thay "kadının içi dapdar, beyni başı patlar" der ve serdar'a pas verir. seyirci ayaktadır. çevrimiçindeki tüm msn taraftarları kendilerini öğle yemeği moduna getirmiş beklemektedirler. tribünlerde bir meksika titretmesi başlamıştır, sahaya zaman zaman smiley atıldığı da olmaktadır. serdar hızlı bir dönüş yapar ve sol parmağıyla çalımını b'den e'ye atar ve "belki alışman lazım" deyip fileleri havalandırır. meşin enter adeta thay'ı delip geçmiştir. hakem yardım ekiplerini netscape hakkında bilgi vermek üzere msn'e davet eder ve merkez hakem komitesi serdar'a bir hafta blog kapatma cezası verir.

ve artık ben susuyorum sonucu size dansçılarımız söylüyor......ula la ula la ula la laaaaaaaaaa serdar=1-thay=0 kim deplasmandaydı acaba

Cuma, Aralık 01, 2006

Nefes Bile Almadan

Kelebek kadar ömrümüz var
Sevmek lazım, hemen başlayalım
Kaybedecek daha neyimiz var
Aşk için ne gerekiyorsa hepsi bende var
Nefes bile almadan seviyorum seni
Sarmaşıklar gibi sardın kalbimi
Değiştirdin kanımı koydun zehrini
Örümcek gibi ördün zihnimi
Düşündükçe daha çok isterim seni
Nefes bile almadan seviyorum seni
İçimde dolaşan alkol gibi
Sana gitgide sarhoş oluyorum
Ruhumu kaybetmiş gibi
Sadece senin için yaşıyorum
Nefes bile almadan seviyorum seni